Tavuklarda bağırsak sağlığı ve kalitesi büyük önem taşır. Yumurta tavuğu için yumurta üretimi, kullandığı enerji ve katlandığı stres düşünüldüğünde, zorlu bir süreçtir.
Biyolojik olarak karmaşık bir prosedürdür ve en yüksek kalitede yumurta elde etmek için hayvanın performansının optimal olması gerekir. Bir tavuğun yumurtlama kapasitesinin sınırlarını zorlamaya çalışarak, nihai sonucun kalitesinden ödün verme riskiyle karşı karşıya kalınır.
Günümüz ekonomik koşullarında, hiçbir üreticinin kalitesiz yumurtadan dolayı tüketici kaybetme lüksü yoktur. Hatta değişen tüketici standartları, yüksek sayıdan ziyade daha güvenilir kaynaklardan mümkün olduğu kadar kaliteli mallara yönelme eğilimindedir. Üretici ise bu yüksek beklentileri karşılayabilmek için yumurta kaynağı olan tavukların genel durumuna özen göstermelidir. Bu açıdan bağırsak sağlığı bu açıdan belki hiçbir zaman bu kadar ön plana çıkmamıştır.
Kaliteli bir yumurta sadece son tüketicinin beklentilerini karşılamak için üretilmez, aynı zamanda işletmedeki sürülerin karlı olmasını sağlamakla yakından ilgilidir. Kirli, çatlamış veya şekilsiz ise yumurtaların kalitesi düşecek ve fiyatları olumsuz yönde etkilenecektir. Kabuk kırılmasının büyük oranda nedeni, kalitesi düşük yumurtalardır. Çatlak yumurtaların sayısı ise, toplanma şekline (elle veya mekanik) ve hangi tür kümes sistemi ile üretildiklerine bağlı da değişir.
Kalitenin temeli olan hijyen, tavukların bağırsağından başlar. Yumurtaların kirlenmesine çeşitli faktörler katkıda bulunabilir. Ancak yumurtaları temiz tutmanın anahtarı, tavuklara doğru diyet sağlayarak bağırsak sağlıklarını güçlendirmektir. Bu noktada yem seçimi büyük önem taşır. Yemdeki lif miktarı ve türü performansı etkiler. Arpa, çavdar, buğday veya tritikale, sorgum veya mısırdan daha yüksek NOP seviyelerine sahiptir. Yüksek NOP’e sahip diyet lifinin, β-glukanaz ve ksilanaz enzimleriyle takviye edilmesi, diyetlerin besin değerini iyileştirir ve sulu veya yapışkan dışkının önlenmesine yardımcı olur.
Yüksek seviyede protein alımı, tavuk sağlığını ve çevreyi olumsuz etkileyen nitrojen atılımının artmasına neden olur. Bu nedenle protein seviyelerine dikkat edilmelidir. Amino asitlerin ve amino asit olmayan azotun sindirim sisteminde sindirilmeyen kısmı, toksin üretebilen bakteriler için bir substrat görevi görür. Bu disbiyoz bazı durumlarda kanatlılarda nekrotik enterite yol açabilir.
Balık unu veya hayvansal yan ürünler gibi yem bileşenlerindeki biyojenik aminlerin (BA’lar) belirlenmesi de önem taşır. Çünkü bu aminler, yemlerin üretiminden önce yem bileşeninin kalitesinin ve bozulma derecesinin değerlendirilmesine yardımcı olur. Ayrıca BA içeriği ile yemdeki bakteri yükü arasında bir ilişki kurulmalıdır.
Kirli yumurta sorunu çok yönlüdür. Fakat bazı besleme değişiklikleri ile sorun büyük ölçüde azaltılabilir:
• diyette düşük NOP’li tahılların ve enzim takviyelerin kullanımı,
• çözünmeyen liflerin artırılması,
• doğru dengelenmiş amino asit profiline sahip düşük proteinli yemlerin kullanımı,
• yüksek biyojenik amin içeriği riskini en aza indirmek amacıyla hayvansal yan ürünlerin kullanımının kısıtlanması.
Son olarak, probiyotiklerin eklenmesi, patojenleri dışlayarak ve tavuklardaki en önemli organı destekleyerek intestinal ortamı dengeleyebilir, verimliliği artırabilir ve yumurtaların temiz olmasına yardımcı olabilir.
Yumurta kabuğu kalitesini iyileştirmeyi hedeflerken, bunun tam olarak ne anlama geldiğini belirtmek çok önemlidir. Genel olarak kaliteli bir kabuk, kolay çatlamayan ve sonuç olarak yumurtanın işlenmesini kolaylaştıran bir kabuktur. Bununla birlikte, kabuk kalınlığının artırılması kaliteyi mutlaka iyileştirmez; önemli olan kabuğun yapısıdır. Yumurtası kabuğu, çoğunlukla kalsiyum karbonat ve organik bileşenlerden oluşur. Bu matriks proteinleri kalsiyum karbonat ile kompleks oluşturur ve kristal büyüme mekanizmasına ve dolayısıyla yumurta kabuğunun yapısal bütünlüğüne önemli katkı sağlar. Bu nedenle kabuk kalitesi ile kan kalsiyum ve bikarbonat iyon düzeyi arasında çok yakın ilişki vardır.
Yumurta kalitesini yükseltme girişimleri, tavuğun ilk yumurtlama periyodundan önce başlar. Bu dönemdeki diyetlerin amacı, hedef ağırlıklarına ulaşmış ve yumurtlamaya başlamaya hazır, güçlü yarkaların sağlanmasıdır. Burada dikkat edilmesi gereken anahtar nokta, 11 ila 16 haftalık yaşta yemin enerji ve protein oranının yüksek olmasının aşırı besili kanatlılara ve istenmeyen yumurta kalitesine neden olduğudur. Yumurta ağırlığı arttıkça kabuk yüzdesi azalır, bu da yumurtlama döngüsü boyunca kabuk dayanıklılığının düşmesinin nedenlerinden biridir. Düşük kaliteli yumurta üretimini önlemek için yumurta boyutunun kontrol edilmesi gerekir.