Mevsim geçişlerinin yaşandığı bugünlerde; çevre şartlarının ve bağışıklık gücünün bozulmasını bekleyen M. Gallisepticum gibi fırsatçı hastalık etkenlerine karşı mücadeleyi gözden geçirmenin vakti!
Ülkemizde, kanatlı sürülerimizin solunum sistemi problemlerinin en çok yaşandığı mevsim geçiş dönemine gelmiş bulunmaktayız. Özellikle gece ve gündüz sıcaklık farklılıklarının en çok yaşandığı bu dönemde, sürülerimiz solunum sistemi hastalıklarına predispoze hale gelmektedir. Bununla birlikte; solunum sistemini etkileyen viral ve bakteriyel hastalıklar da bu dönemde sıklıkla karşımıza çıkabilmektedir. Bu hastalıklardan bazıları yoğun klinik semptom ve yüksek ölüm ile seyredebildiği gibi; daha az ölüm oranı, yumurta kalite-verimde azalma ve birlikte seyredeceği diğer hastalıklara karşı sürüyü açık hale getirme gibi özelliklere sahip olabilir.
Yüksek ölüm ile seyretmemesine rağmen, yumurta veriminde azalmaya, yumurta kabuk kalitesinde azalmaya, kronik solunum sağlığı problemlerine neden olan Mycoplasma, ülkemizde önemli ekonomik kayıplara neden olan bakteriyel etkenlerden birisidir. Özellikle ticari kanatlı sürülerimizi etkileyen türler arasında yer alan M. Gallisepticum (MG) tavuklarda kronik solunum sistemi hastalığına (CRD) ve hindilerde enfeksiyoz sinüzite neden olmaktadır.(Charlton, Bermudez et al. 1996). Ayrıca patojen etkiye sahip olan türlere bakıldığında; görülme sıklığı ve oluşturduğu klinik tablo bakımından M. Gallisepticum, ülkemizi en çok ekonomik kayba uğratan türler arasındadır.
M. Gallisepticum gram negatif, kapsülsüz, hareketsiz, kokoid-pleomorfik bir görünüme sahip ve diğer Mycoplasma türlerinden farklı olarak hücre duvarı bulunmayan türler arasında yer alır (Ferguson, Hermes et al. 2003). Burun akıntısı, traheal sesler, yem tüketiminde azalma, yumurta üretiminde düşüş ve yumurta kabuk kalitesinde azalma en güçlü klinik bulgulardır.
M. Gallisepticum, hasta hayvanlarda direkt temas yolu ile horizantal olarak bulaşabildiği gibi; vertikal olarak da bulaşmaktadır. Kümes popülasyonları, kümes içi havalandırma ve yumurta depolama şartları hastalığın prevalansını doğrudan etkilemektedir. Horizontal ve vertikal bulaşma yeteneğine sahip M. Gallisepticum’u çiftliklerimizden uzaklaştırmak oldukça zordur. Tam anlamıyla hastalığı uzaklaştırmak, sürülerimizi M. Gallisepticum’dan ari yeni sürüler ile değiştirmekle ve biyogüvenlik önlemlerine uymakla mümkün olabilir. Hastalık baskısının yoğun olduğu bölgelerde çiftlikler arası bulaşma şekillenebilir ve ari olan işletmelerin de etkilenmesi söz konusu olabilir.
Hastalık ile mücadelede; tylosin, tilmikosin, tiamulin, oksitetrasiklin, klortetrasiklin, linkomisin-spektinomisin gibi antibiyotikler etkinlik göstermiştir. Ancak tam anlamı ile hastalığın eradikasyonu ve uzaklaştırılması için yeterli değildir. Uzun süreli koruma sağlamak ve yaşanan klinik problemleri en aza indirmek için aşılama önemlidir.