Keçi popülasyonlarının büyük çoğunluğunu etkileyen bulaşıcı keçi pleuropnömonisi (contagious caprine pleuropneumonia – CCPP), keçilerin en şiddetli hastalığı olarak kabul edilir. Keçilerde ve süt emen oğlaklarda görülen ve Mycoplasma mycodies capri bakterisinin neden olduğu bu hastalığın bulaşıcılığı ve mortalitesi çok yüksektir.
Keçilerin solunum sistemini etkiler ve akut olgularda ölüm neredeyse kaçınılmazdır, teşhis koyma fırsatı dahi bulmak mümkün olmayabilir. Zoonoz özelliği mevcut değildir. Hastalıkla mücadelenin en ekonomik ve güvenli yolu 6 aylıktan büyük yaştaki keçilerin düzenli aşılanmasıdır.
Özellikle Afrika, Asya ve Orta Doğu gibi keçi yetiştiriciliğinin yoğun yapıldığı ülkelerde ağır ekonomik sorunlara neden olmaktadır. Hastalık, 40’a yakın ülkede ciddi kayıplara neden olan mikoplazma enfeksiyonları arasında yer almakta olup, saf ve yerli sürülerde %100 morbidite ve %80 mortalite kaydedilmiştir.
Ekonomik kayıplar; önleme, kontrol ve tedavi ile ilgili maliyetlere ek olarak, tedaviye rağmen ölüm oranlarının yüksek olmasından ve üretim performansında ciddi düşüşlere ve kayıplara yol açmasından kaynaklanmaktadır. Yüksek morbidite, hayvancılık yönetiminde kısıtlamalara neden olur, tedavi maliyetlerini yükseltir, ticaret veya nakliye kısıtlamalarını beraberinde getirir. Değerli hayvanların ani ölümü ise doğrudan kayıp anlamına gelir. Gelişmiş ülkelerde hasta hayvanlar genellikle itlaf edilirken, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde katı itlaf uygulamalarını hayata geçirmek çoğunlukla mümkün değildir.
İnhalasyon Yoluyla Bulaşma Çok Yüksek!
Bu hastalık, yakın temas sırasında solunum damlacıklarının solunmasıyla, yani inhalasyon yoluyla bulaşır. Endemik bölgelerde, görünüşte sağlıklı keçilerin sürülere katılmasıyla bazı salgınların meydana geldiği kayıtlara geçmiştir.
Klinik Belirtiler
Oğlaklarda 2-8 haftalığa kadar klinik semptom görülmez. Doğal koşullar altında kuluçka süresi genellikle 6-10 gündür, ancak bu süre 3-4 haftaya kadar uzayabilir. Deneysel olarak enfekte edilmiş bazı keçiler, 3 gün sonra ateş ve 5 gün gibi kısa bir sürede ise solunum belirtileri geliştirir, ancak bir kısım keçi ise etken inokülasyonundan 41 gün sonra hastalanır. 41°C veya daha yüksek ateş, şiddetli solunum sıkıntısı, bazı durumlarda mastitis, poliartritis, ağız açık soluma, ağızdan köpüklü salya gelmesi, sentral sinir sistemi semptomları, opistotonus, yüksek morbidite ve mortalite ile birlikte, post-mortem lezyonların (belirgin hepatizasyon ve pleural adezyonların eşlik ettiği fibrinöz plöropnömoni) görüldüğü bulaşıcı hastalık tablosunda, sahada keçi ciğer ağrısı salgınından şüphelenilmelidir.
Bazen fark edemeden ölümlere neden olan hastalık, bu gibi durumlarda sadece otopside teşhis edilir. Post-mortem muayene, saman renginde pleural sıvı birikiminin eşlik ettiği masif akciğer hepatizasyonu ve fibrinöz plöropnömoniyi ortaya koymaktadır. Endemik bölgelerde perakut, akut ve kronik formları görülür.
Perakut: Etkilenen keçiler, minimum klinik belirtilerle 1-3 gün içinde yaşamını yitirebilir.
Akut: İlk belirtiler yüksek ateş (41-43°C), uyuşukluk ve iştahsızlıktır, bunu 2-3 gün içinde öksürük ve solunum güçlüğü izler. Öksürük sıktır ve şiddetlidir. Hastalığın son evrelerinde keçi hareket edemeyebilir ve ön ayakları açık, boynu gergin ve öne uzatılmış halde ayakta durmaya çalışır. Ağızda sürekli olarak salya ve burunda ise köpüklü akıntı vardır. Hayvan acı içinde bağırabilir. Gebe keçilerde düşük şekillenebilir. Akut vakalarda genellikle 7-10 gün içinde keçi yaşamını yitirir.
Kronik: Kronik öksürük, burun akıntısı ve halsizlik vardır.
Sürülerin Aşılanması En Ekonomik ve En Doğru Yöntemdir
Antibiyotik tedavisine çoğunlukla cevap vermeyen keçi ciğer ağrısı hastalığı, enfekte keçilerin salya ve mukus akıntıları ile sağlıklı keçilere bulaşabildiği için, aynı sürüde olmasa da farklı sürülerin aynı merada otlatılması, sağlıklı keçilerin de hastalanmasına neden olmaktadır. Bu sebeple etkilenen sürülerin karantinaya alınması önemlidir.
Hastalığın önlenmesi için 6 aylıktan büyük oğlak ve keçiler aşılanmalıdır. Veteriner hekim tarafından aksi önerilmedikçe gebeliğin son 6 haftalık dönemindeki hayvanlara aşı uygulamaktan kaçınılmalıdır. Sürüye yeni katılacak keçilere 2 haftalık karantina süresinin ardından yapılan serolojik testin sonucuna göre aşı yapılmalıdır.