Yetiştiricilerin çoğu kez göz ardı ettikleri ve önemsemedikleri işlerin başında tırnak bakımı gelmektedir. Uygun ayak banyosu ve tırnak bakımı ayak hastalıklarının önlenmesinde en etkili yoldur.
Tırnak sorunlarının ekonomik bedeli; süt verimini %20-25 dolayında düşürmesi ve tırnak rahatsızlığı görüldükten sonra yapılan tedavi masrafları olarak belirtilir. Tırnak sorunlarıyla daha az karşılaşmak için en azından iki ayda bir hayvanların tırnakları kontrol edilmelidir. Bu işlem; sağım esnasında hayvanların temiz ve düz bir zeminde yürümeleri esnasında yapılabilir. Tırnak bakımı; genç sığırlarda ilk kez 9-12 aylıkken, ineklerde yılda en az iki kez (altı ay ara ile), damızlık boğalarda ise 4 ayda bir olarak doğru bir şekilde kontrol edilmelidir. Hayvanların sürekli olarak izlenmesi ve normal yürüyemeyen veya tırnakları uzayan hayvanların derhal muayene edilmesi gerekmektedir. Tırnak bakımı meraya çıkmadan en az 4 hafta önce yapılmalıdır. Mera dönemi bittiğinde sürü ahıra alınmadan önce tırnak bakımı yinelenir. Tırnak bakımında ilk anlaşılacak nokta yaşamsal faaliyetlerini rahatlıkla gerçekleştirebileceği sağlıklı uzunlukta ve dokuda olması için tırnakta yapılan; kesme ve dezenfekte etme işlemleridir.
Tırnağın normal yapısı
Normal bir tırnakta tırnağın yerle yaptığı açı, ön ayaklarda 500-55˚, arka ayaklar da 45˚-50˚ olmalıdır. Tırnak uzadığında bu açı 45˚’nin altına, örneğin 30˚’e iner. Normal bir tırnak uzunluğu 7-7.7 cm civarında, yaklaşık normal bir elin genişliği kadardır. İlk yavrudan sonra bu mesafe 7.3 cm olarak kabul edilir. Ökçeler aynı seviyede olmalıdır ve her iki tırnak aynı düzeyde bulunmalıdır. Beyaz çizgi ile margo solearis arası mesafe 0.5 cm olmalıdır. Tırnak uzunluğunun ökçeye oranı ön ayaklarda 2/1, arka ayaklarda 2/0.7-0.8 olmalıdır. Mahmuzların boyu ise kendi çapı kadar olmalıdır. Arka ayaklarda lateral, ön ayaklarda medial tırnak biraz uzun olduğundan, tırnağın dış kenarı iç kenarından ortalama 2-3 mm. daha yüksektir. Tırnak ayda 3-10 mm kadar uzar.
Tırnak kimyasal yapısında bulunan %51,5 oranında bulunan karbon sayesinde kötü bir iletkendir bu sayede corium ungulae donmadan korunmuş olur. Tırnak kesme işlemi tırnaktaki fazla dokuları ortadan kaldırmak için yapılır. Tırnak kesimini mutlaka tecrübeli kişiler yapmalıdır.
Tırnak kesimi; fonksiyonel ve terapötik amaçla yapılır. Tırnak kesiminin asıl amacı; vücut ağırlığını dengeli şekilde dağıtmaktır. Aşırı büyümüş capsula ungulae tarafından canlı tırnak üzerine oluşturulan basıncı ortadan kaldırmaktır.
Fonksiyonel tırnak kesimi
Normal tırnağın özellikleri verilmeye çalışılır. Ayakta yapılan tırnak kesiminde önce paries ungulae’nin taşkın kısımlarından başlanır ve sonra tabandaki düzeltmeler uygulanır. Yatarken kesimlerde sıranın önemi yoktur. Taban kesilirken önce abaksial kısım kerpetenle kesilir, kerpeten tırnağın tabanına oblik tutulur, kesme işlemine tırnak ucundan başlanır, tırnak duvar boyunun yarısına kadar yapılır.
Tırnağın tabanının ağırlığı taşımayan iç kısmı hafif iç bükey olmalıdır. Tırnak kesimi sırasında boynuzumsu kısmın koruyucu fonksiyonlarının kaybolmaması için taban ve yumuşak ökçe gereğinden fazla yontulmamalı ve başparmak basıncı ile tespit edilmelidir. Pul pul olmuş boynuz tabaka görülmesi (Normal boynuz tabaka bitimi), linea alba’da beyaz-pembemsi renk değişimi ve pigmentsiz tırnaklara ışık tutulması konularına dikkat edilmelidir.
Terapötik tırnak kesimi
Tırnak öncelikle normal fizyolojik yapısına kavuşturulur. Sonra hastalıklı bölgede bulunan canlı dokuya ulaşmak için tırnak kesimi yapılır. Tırnak kesiminde amaç; hastalıklı bölgeden boynuz tırnak basıncını kaldırmak ve sağaltım amaçlı kullanılan ilaçların doğrudan hastalıklı dokulara etki etmesini sağlamaktır.
Padok veya mera dönüşü hayvanların ayaklarının bol su ile yıkanıp fırçalanması gerekir. Ayrıca parmaklar arası kontrol edilerek pislik ve taşlar temizlenmelidir. Bu işlem ahırda tutulan hayvanlara ayda bir kez yapılmalıdır. Böylece amonyağın tırnağı çürütücü etkisi kaldırılmış olur. Tırnak bakımı yapılırken ayak tabanı ve tırnak arasındaki hassas deri kısmı ayrıca ve dikkatli bir şekilde kontrol edilmelidir. Bu kısımda iltihap, yara veya yabancı cisim batması gibi problemler olabilir. Bunun dışında, tırnağa alt taraftan bakıldığında tırnağın arka kısmında yer alan topuğun taban kısmı vücut ağırlığının büyük bir kısmını taşıdığı için bu kısmın güçlendirilmesine dikkat edilmelidir. İki tırnak arasında yer alan kılsız deri kısım ise kirli ahır zemini ile sürekli temas halinde olduğu için havasız ve ıslaktır. Bu nedenle hastalıklara hassas olup kötü koku, yumuşaklık veya iltihaplı durum olup olmadığı kontrol edilmelidir.
Ayak yaralanmalarında; ardıç katranı, %2 bakır sülfat (göz taşı), %3 creoline gibi ilaçlarla pansumana alınmalıdır. Wessel bu konu ile ilgili, “Düzgün hayvan; düzgün yem değil, düzgün sağım değil, düzgün yürümek anlamına gelir.’ Sözünü söylemiştir.
Tırnak bakımının amacı; Tırnak çatlakları, tırnak düşmesi ve tırnak kalınlaşması, taban ezikliği, taban ülserleri ve ökçe aşınması, laminitisler, kıl torbası yangıları, tırnak arası yaralar, eklem şişmeleri, tendonların (ayak bağları) zedelenmesi gibi hastalıkların erken teşhisi, tedavisi ve önlenmesi amacı ile yapılır.
Ayak banyoları
Ayak ve tırnak sağlığını korumak, tırnağın dayanıklılığını artırmak ve ayak hastalıklarını tedavi etmek amacı ile hayvanların yürütülerek içinden geçirildikleri veya bir süre içinde tutuldukları, içi özel solüsyonlu su dolu havuzlardır. Ayak banyolukları taşınabilir veya sabit olarak yapılabilir.
Ayak banyosunun amaçlar; oluşan enfeksiyonu elimine etmek, ayak üzerinde bulunan bakterileri öldürmek dezenfeksiyonunu sağlamak, tırnak üzerindeki dışkı, çamur kalıntılarını temizlemek, tırnakları kuvvetlendirmek, tırnak çevresi deriyi kuvvetlendirmektir. Fakat ayak banyoları ekstra iş gücü istediğinden, ekonomik giderleri daha fazla olduğundan ve çevre, insan, hayvana zararlı kimyasallar kullanımı olduğundan dezavantajlara sahiptir.
Antibiyotikler, formalin 5%, bakır sülfat %5, çinko sülfat %5, organik asit ürünlerinin ayak banyosunda kullanımı ve faydaları kanıtlanmış iken; hipoklorit, tuzlu su, kireç, tescilli dezenfektan (FAM 30, Virkon), glutaraldehit, kombine ürünler ve sıcak suyun etkinliği henüz kanıtlanmamıştır. Sıcak su, ayak ve meme enfeksiyonlarının yayılma riski eğer yüksekse kullanılabilir, bir sıcak su banyosu, bir ayak banyosu şeklinde uygulanmaktadır.
Antibiyotikler
Yaygın enfeksiyonları köreltmek için mükemmeldir ve ineklerin ayaklarında irritan etkisi yoktur. Fakat inekler tarafından tüketilirse toksik etkilidir. Antibiyotikleri kullandığınız hayvanların sütünden 7 gün, etinden 28 gün yararlanılamaz. Antibiyotiğe karşı direnç şekillenebilir.
Antibiyotikler rutin dezenfeksiyona başlamadan önce kullanılırsa etkisi daha fazla olur. Kış boyunca her 4-6 haftada bir ve bütün sürüye ayak spreyi olarak rahatça uygulanabilir. Tetrasiklin, oksitetrasiklin, lincomycin veya lincomycin/spectinomycin antibiyotikleri kullanılabilir.
Formalin (%38 formaldehit)
Banyoya ilk giren ineklerin en iyi şekilde faydalandığı, hem ucuz olan hem de tırnak sağlamlığın arttırıp tırnak etrafı deriyi koruyan ayak banyosu ürünlerinden bir diğeri formalindir. Antiseptik yoğunluğu %2’nin üzerinde olan formalin amaca uygun olarak %5 oranında kullanılır.
Formalin yeni lezyonlarda ağrıya neden olabilir (yeni lezyonları bilinen ineklerin formalin içinden yürütülmesi acımasızlıktır.) Kanserojen etkili olan formalin çok sıcak havalarda buharlaşır, çok soğuk havalarda daha az etkindir. Yüksek yoğunlukta kullanılması halinde boynuz tırnak kırılgan bir yapı halini alır. Formalin dumanı ağız, göz ve burunda tahrişe neden olur.
Günlük formalin kullanımında; başlangıçta gözle görülür lezyonu bulunan hayvanlarda antibiyotik ayak banyosu uygulanır. Her sağımdan sonra %3-4 lük konsantrasyonda kullanılır (200 lt banyo için 6-8 lt solüsyon yeterlidir). Her 200 inek için 200 lt ayak banyosu veya her 48 saatte bir 200 lt’lik ayak banyosu şeklinde kullanılır.
%5 Formalin
Kullanımı normal orandaki Formalin gibidir, dumanı ağız, göz ve burunda tahrişe neden olur. En iyi etkisini haftada 2-5 defa kullanıldığı zaman gösteren %5’lik formalin, tedavide %3-4’lük solüsyona göre daha az gereklidir.
%10 Formalin
%10’luk formalin son derece tahriş edicidir ve lezyonlu hayvana acı verir. Lezyonu veya ülseri bulunan hayvanda bu solüsyon kullanılmamalıdır. Bu yüzden sadece haftada 1-2 gün kullanılmalıdır. Genellikle çok büyük sürülerde faydalı olan %10’luk formalin iyi havalandırılan bir yerde çok dikkatli kullanılmalıdır.
Bakır sülfat
Ayak banyoları için kullanılan solüsyonlar arasında bakır sülfat daha az tahriş edicidir. Tırnağı kırılgan hale getirmemesi bir avantajıdır. Genellikle %5 oranında kullanılır. Fakat bakır sülfat %5-10’luk formalin kadar güçlü değildir ve ondan daha pahalıdır. Galvanizli metallerde çürümeye neden olması bir dezavantajıdır. Haftada 2-3 gün %5-10’luk bakır sülfat solüsyon kullanımı faydalıdır. Bakır sülfat formalin ile birlikte kullanılarak etkinliği arttırılabilir.
Organik asitler
Güvenlik için en iyi ayak banyosu ürünlerinden organik asitler hayvanlar için toksik değildir. Bazı ticari ürünler ayakları yumuşatır ve temizler. Bu ürünlerin pahalı olması ve etkinliğinin az olması dezavantajları olarak sayılabilir.
Hipoklorit ve sağımhane temizliği
Ucuz olması ve etkinliğinin iyi olmasının yanında dumanının yakıcı olması nedeniyle pek tercih edilmez. Genellikle %1’lik (200 lt’ye 2 lt) solüsyon kullanılır. Fakat etkinliği bilinen etkili bir kimyasal ile kullanılması daha doğrudur. Sağımhanede kullanılan yoğunlukları fazla değildir.
Tuz
Ucuz ve toksik olmayan bir antiseptik olan tuz için etkin yoğunluk denemeleri yapılmamıştır. Lezzetli olduğundan ineklerde en tehlikeli ayak banyosudur.